27 Temmuz 2014 Pazar

Brighton'ın Şanssız Veletleri

The Kooks


   2002 yılında İngilterenin Brigthton şehrinde kurulan "The Kooks" kendileri için yola çıkarken her ne kadar indie veya alternative yakıştırmaları yapılsada bunu benimsemediklerini ve bu sevimli çocukların tarzlarını brit pop olarak açıklamalarıyla tartışmaları durdurmuştur. Etkilendikleri türler arasında Reggae, soul, britpop, blues ve funk olduklarını bilmekteyiz. Biraz da şanssız olduklarını biliyoruz.


   Grup üyeleri Luke Pritchard(Vokal/Ritm Gitar), Hugh Harris(Lead Gitar), Max Rafferty(Bas Gitar) ve Paul Garred(Davul)'dan oluşmaktaydı. Çoğu grup gibi kadro deişikliklerine uğrayan grup 2008 yılında Max ile yollarını uyuşturucu alışkanlığı ve müzik konusundaki anlaşmazlıkları yüzünden ayırdığını açıkladı. Yerini bir süreliğine dolduran Cat the Dog un şirin çocuğu Dan Logan 2008'in sonlarına doğru ayrıldı.Eksilen gruba bir darbe de 2010 yılında Poul Garred'den geldi o da sebep belirtme zorunluluğunu yerine getirip kolundaki nerf probleminden yakındı.


"Bize indie grubu demeyin. Bundan nefret ediyorum. Hiçbir zaman indie grubu olmak istememiştim."
-Luke Pritchard, The Kooks.

   Grup Brighton Institute of Modern Music okulunda okuyan 4 öğrenci tarafından kuruldu. Başlarda takılmalık müzik yapan grup okul yarışması için Strokes'un Repitilia'sını coverlamışlardır. Adını bir David Bowie şarkısı olan "Kooks" dan alır. Ufak demo kayıtlarıyla kendilerini ödüllendirdiklerinde Virgin Records tarafından keşfedildiler. Teklife sıcak bakmadıkları için sonradan "yuh" diye tepkilemelere maruz kalsalar da haklı oldukları bir yer vardı ki o da toylukları yüzünden kendilerini hazır hissetmemeleridir. 2-3 aylık grup olmaları da bunu destekler. Ama kim hayır diyebilir ki.


   Inside In/Inside Out'un hazırlıklarına anlaşmadan hemen sonra başladılar. Albüm 2. albümlerine adını vericek olan "Konk Stüdyoları"nda kaydedildi ve 23 Ocak 2006'da piyasaya çıktı. İlk hafta 19.098 kopya sattı. Şanssızdılar ya biraz Arctic Monkeys'in "Whatever People Say I Am, That's What I'm Not" çıkış albümünün gölgesinde kalsalar da bir süre sonra "Sofa Song", "You Don't Love Me", "Naive", "Ooh La" gibi şarkılar müzik listelerinde üst sıralardaydı hatta "Naive" birinci sıraya yerleşti. İlk albümleri platin plak aldı 2006 yılında da en iyi Büyük Britanyalı grup ödülü aldılar. Bu güne kadar da 2 milyon kopya satmıştır. Ayrıca Gnarls Barkley'in "Crazy" parçasını paris sokaklarında dolana dolana coverlamışlardır çok tatlıdır.



   Şanssızlıkları bazı gruplarla yaşadıkları sorunlarla devam ediyordu. Razorlight'ın solisti Johnny Borrell, NME'ye verdiği bir röpörtaj sırasında Kooks'un kendi müzik tarzlarını kopyaladığını iddia eder. Luke Pritchard da Q Awards'ta Johnny Borrell'la aralarındaki problemi halletmeye kalksada Johnny Borrell ona "Who are you again?" der.


   İlk albümün şarkıları hala dinlenmeye devam edip tazeliğini korurken. 2008'de "Konk" albümünü çıkardılar. Bu albümün ilginç yanı sırf bu albüm için 80-90 şarkı yazılmış olmasıdır. Albümdeki 5 şarkı Waterloo Road dizisinde kullanılmış. Ayrıca "Do You Wanna" şarkısı Gossip Girl'de ve "Love It All" şarkısı Chuck dizisinde kullanılmıştır. Açıkçası baştan sona sizi saran bir albüm. İlk albümün hatırına alınmadığınıda ilk haftada 65.901 satarak Birleşik Krallıkta Altın Plak alarak göstermiştir. 2 CD halinde çıkartılmış ilk CD'nin adı "Konk" diğerinin adı "Rak"tır. Coverladıkları şarkılar arasına "Young Folks"u ekleyerek bizi mutlu etmişlerdir.


   Dedik ya şanssızlar diye bu seferde bir kez gölgelerinde kaldıkları "Arctic Monkeys" ile bir kez daha karşı karşıya gelirler. Festivalde sahnede çalan Kooks'a artık muzip bir şaka mı yoksa kasıtlı mı olduğunu daha sonra izlediğimiz röportajlarından anladığımız Alex Turner'ın, bi anda Luke'un pedal kablolarını çekmeye başlamasıyla suratına tekme yemesi bir olmuş. Alex röportajda bunları yalanlasa ve Matt Helders da doğrulasada her şey anlaşılır düzeyde. Luke verdiği bir röprötaj sırasında "Onları stüdyoda çalarken gördüm. Alex'in yanına gittim konuşmaya çalıştım ama o arkasını dönüp gitti" der. Pritchard, Arctic Monkeys'i küstah olarak tanımlar. "Alex Turner dahi bir müzisyen ve yetenekli bir söz yazarı ama gitarıma dokunmyacaktı" diyerek kötü şansa bir tekme daha atar.



   3. albümleri bizi biraz alt üst etmiştir. Bunu albüme adını veren "Junk Of Heart" şarkısından direk hissedebilirsiniz. Arsızlıklarından çok samimiyetleriyle tanınan grup Luke Pritchard'ın kendini ve grubu 3 senelik bir nadasa bırakmasından sonra tarzlarının içine birazda dolu dolu duyguyu katmalarıyla sanki bir üst seviyeye çıkmıştır. Luke'un albümle ilgili açıklamaları biraz hüzünlüdür. Mesela "See Me Now" şarkısını 3 yaşında kaybettiği babasına yazmıştır. Şarkıyla ilgili "Babamla sohbet etme şansım olmadı. Bu yıllardır içimde kalan bir şey" demiş. Yaklaşık 30 yıl önce babasını kalp krizinden kaybettiğinde babası sadece 48 yaşındaymış ve bu şarkı  için son darbeyi de dedesinin ölümüyle yaşamıştır.



   "Bu yeni albüm öncesi 3 yıllık uçurumu açıklamaya yardımcı olabilir. Bekledik, yurt dışındaki insanları dinledik ve kendimizi revize ettik. Biz hala bir İngiliz grubuyuz ve olmaktan gurur duyuyoruz. Ama eski alışkanlıkları kırmak ve yeni bir şeyler bulmak harika bir şey." bile dediler.

   4. albümleri "Listen" ile olgunluk çağlarını yaşıyorlar, sanki okuldan kaptıkları herşeyi uygulamak için boş bir saniye arıyorlar gibi. Ritimsel yetenekleri daha ön planda biraz daha öndeler sanki kendilerinden. Tam anlamıyla dinleyememekle birlikte ilk izlenimlerim büyüdükleriydi ve Luke sesinden bir şey kaybetmemiş. "Around Town" ve "Down" abi.. Mutlaka tadın. Şanssızlıklarını kırmışlar.




Hallelujah.











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder