23 Temmuz 2014 Çarşamba

Mystery White Boy Jeff Buckley


Jeff Buckley


 Mystery White boy

   "Şaraplar onunla tatlı, kelimeler onunla anlamlı, aşklar onunla derin ve notalar onunla bir nehir." 

   "Jeff insanın hayatına bir kez girdimi her duygunuza bulaşır."

   Gerçek bir melek olup missisipi nehirden yükselmeden önce Jeff 17 Kasım 1966 yılında Kaliforniya'nın Anaheim şehrinde doğdu. Müziğe karşı doğuştan yetenekliydi daha 5 yaşındayken büyükannesinin dolabında bulduğu gitarı çalmaya çalışmıştı.Bu yeteneğini pek sevmediği babası 60'ların güzide  sanatçısı Timothy Charles "Tim" Buckley 'den almıştı. Zamansız ölen sevdiklerimiz gibi Tim'i de  erken yaşta kaybettik.Tim, karısı ve o sıralarda doğan Jeff'i terketmişti. Çevresinden sürekli babasına benzetilen Jeff ise bu durum karşısında babasına karşı iyice dolmuştu.


   Herşeye rağmen Jeff müziğe olan ilgisine odaklanmış ve o yolda devam etmişti. Klasik Led Zeppelin, Jimi Hendrix, Pink Floyd üçlüsünü dinleyerek büyüdü, hatta ilk aldığı albüm Led Zeppelin'in "Physical Graffiti"si olmuştu. 


   Jeff liseyi bitirdikten sonra New York'tan Los Angeles'a müzik okumak için taşınmıştı. İlk zamanlarında otelde çalışan jeff burada jazz, funk ve hatta heavy metal gruplarla birlikte çalıştı. Önceleri sadece back vocal olarak boy gösteren Jeff "Shinhead" in bir dönem gitaristliğini ve yine back vocal'liğini de üstlenmiştir.

   1990 yılının şubatında Jeff New York'a taşındı. Jeff için yükseliş aslında bu dönemde başladı. Harlem'de Sufi müziğin en çok tanınan ismi Nusret Fateh Ali Khan'la tanıştı ve kısa bir sürede onu idolü olarak belirledi. Sin-é'deki konserinde onun için "He's my Elvis" diyerek onu her gün dinlediğini ve ona olan hayranlığını anlatmıştır. Ardından da bir seyircinin bir şarkısını cover layabilir misin? sözü üzerine "Yeh jo Halka Halka Suroor Hai"şarkısını cover lamıştır. 


   Jeff artık belirli bir doygunluğa ulaşmış ve bunu taçlandırmak istiyordu. Tekrar Los Angeles'a döndüğünde kendisine Herb Cohen'den gelen teklif ile "Babylon Dungeon Sessions" adını verdiği ve içerisinde ilerde efsane olacak Eternel Life ve Last Goodbye parçalarının bulunduğu demo kasetini çıkardı.

   26 Nisan 1991'de "Tim Buckley'e Sevgilerle" adı altında verilen konserde ilk kez sahne aldı bu onun en kalabalık sahne performansıydı. Jeff babasının onun ve annesi için yazdığı "I Never Asked To Be Your Mountain" parçasını ünlü baba gitarist Gary Lucas ile birlikte çaldı. Konserde çaldığı son parçanın ardından doğaçlama bi acapella ekledi ve bununla ilgili olarak :“Benim işim değildi,benim hayatım değildi. Ama cenazesinde olamamak beni üzdü. Ona hiçbir şey söylememiş olmak.Bu konseri ona olan saygımı sunabilmek için yaptım.” demiştir.


   1991 yazı boyunca New York'da Gary Lucas ile çalıştı. Bu sırada Grace, Mojo pin gibi efsanevi şarkıları ortaya çıkardı.23 Kasım 1993'te Colombia plak şirketiyle anlaşma imzalayarak ilk EP’si olan “Live at Sin-e” yi piyasaya çıkardı. Ardından 23 Ağustos 1994'te "Grace" i piyasaya çıkardı. Takiben 2 yıl sürecek olan bir dünya turnesine çıktı. Bunların hepsini Mystery White boy ve Live al'olympia adıyla yayınlamıştır.

   Yeni albüm çalışmalarına girişmek için Memphis Tenessee'ye giden Jeff, 29 Mayıs 1997'de grubun ona katılmak için geldikleri gün arkadaşı Keith Foti ile Missisippi Nehri kıyısına giderler(gitme..). Bundan sonrası, anlatılanlara göre "Led Zeppelin' in Whole Lotta Love şarkısını söyleyerek, kıyafetleri ile nehre girdi. Arkadaşı, kıyıda bulunan gitar ve radyoyu o sırada nehirden geçen bir botun oluşturduğu dalgalardan kurtarmaya çalışırken nehre baktığında Jeff Buckley'i göremediğini fark etti. Arama çalışmaları başladı ve 4 Haziran günü bir turist tarafından görülen vücudu karaya çıkarıldı."dır

   Buckley'nin polis raporlarında olaydan önce hiçbir alkol veya uyuşturucu almadığı ortaya çıkmış.


   Jeff bize meleksi sesiyle anlatacağı bir çok hikaye, notalarıyla bizi ordan oraya sürükleyeceği bir çok kayığı varken tek başına o ruh nehrinde kayboldu. Ardında bıraktığı birbirinden efsane şarkılarıyla hislerini devam ettiriyor. Vokal tarzı ve müziği onu hep farklı bi seviyede tutucak.. En güzel şarkısı şudur demek diğer şarkılara hakaret olacağından Jeff Buckley'in bütün şarkılarını dinleyin sizi farklı bir dünyanın içine çekecektir. 

  Hazır olun ve dinleyin.

Hallelujah.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder